17 Şubat 2013 Pazar

Karmaşık

Bayılıyorum, sonuna gelmeden başını unuttuğun ve çoğu zaman tekrar baştan okuduğun, -ki kestirme seviyorsan o güzel beynini yormayıp ilk virgülle son virgül arasındaki kelimeleri koyu renk,ucuz bir fosforlu kalemle veya tükenmez denen ama hep en beklenmedik boktan zamanlarda tükenen bir kalemle bir hışımla çizebilirsin- ama kelimesi kelimesine içine sindirip anlayınca küçük bir zafer kazanma mutluluğu veren, yazanın, yazarken zevkten dört köşe olduğu, -çünkü eğlencelidir.Biraz da zeka gerektiriyor sanırım. :) Yazan bile yazma anında ne zaman sonunun geleceğini bilmeyip, ruhunu ellerine teslim edip öylece izler kimi zaman.-bi paragraf kadar- uzun ve -pazar günü kadar- karmaşık cümlelere.
Beni  böyle bir cümlenin tam ortasına gömün.İlk okumada görülmeyeyim, sonra zahmet edip baştan okuyanlarının, biraz zeki ve farkında olanları tarafından cımbızla çekilip kurtarılayım ordan.Amin. :)

"Kalemim inzal etti ben bir sivil ozanım.
Başıbozuk cümleler yazarım;
Oyun bozanım."








Sokaklara -ipucu olarak- bıraktığım kaçak marlboro izmaritlerini takiben bul beni, sefil bir hayatta güçlü durmaya çalışmak üzereyken ben.Ucuzdan az pahalı yarısı içilmiş, bir litrelik, güzel bir şişede, mutfak tezgahında bekleyen tuhaf kırmızı renkte şarabım var.İçmeyi sevmessin ama şarap seversin.Ve yeter biraz şarap sana, kafa olmana.Anlat ben yokmuşum gibi -ama yan gözle arada bana bakarak- en karanlık sırlarını, mutluluktan değil sarhoşluktan dönerken başın.Ve anlattır bana en vücut bulması imkansız düşüncelerimi, herkese göre en saçma, sana göre manalı olsun onlar, sarhoşluktan değil, teslimiyetten bulanırken midem...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder